29
Ekim
2013
international
construction
Türkiye
Güney Afrika’dan olumlu işaretler
Bölge raporu
sister coal plant also underway, sceptics have
poured doubt on Eskom’s nuclear ambitions.
But as the country’s need for power grows, and
environmental concerns make coal plants ever
more contentious, nuclear is likely to be viewed
as the best solution
Outside South Africa
In the meantime, South African companies are
looking further north; the continent is home to
the six fastest growing economies in the world,
and infrastructure spend is increasing rapidly.
“South African companies are setting up
offices across the continent,” says Michael
Vincent, leader of the Strategy practice at
Deloitte Consulting in Johannesburg. “They are
spreading their risk and looking for new growth
in the rest of Africa. Many countries to the north
of here have outperformed the OECD economies
by a wide margin.”
Although Africa as a whole is a tough place
in which to do business, local South African
companies are running into operational
constraints at home that are weighing on
profitability. Union militancy and above-
inflation wage increases, coupled with declining
productivity, have impacted on the bottom
line. “Companies are caught in the jaws of the
crocodile – higher wages but lower productivity.
This is largely absent in the rest of Africa,” Mr
Vincent concluded.
On site in Angola
Contractor Sonamet owns a fleet of 13
Manitowoc crawler cranes that are challenged
to work round the clock in Lobito, on the coast
of Angola. The oldest model – the 4000 WV –
dates back to 1967, and works alongside the
newest 18000 from 2011.
Sonamet is a joint venture between Subsea 7,
a seabed-to-surface engineering, construction
and services contractor to the off-shore energy
industry worldwide, and Sonangol, an Angolan
hydrocarbon company,
The cranes lift loads of up to 550 tonnes for the
assembly of oil platforms and other underwater/
offshore infrastructure. Conditions are tough,
with the coastal location increasing the potential
for rust build-up and the entire 80 ha site is
almost completely covered in sand. On-site
engineers, who were trained by Manitowoc
Crane Care, perform routine maintenance
and regular checks to ensure the sustained
performance and longevity of the cranes.
Alexander Arsie, operations, yards and assets
manager at Subsea 7, said, “We fabricate a lot
of different and very large structures so we need
adaptable machines that can be set up quickly
and perform effectively. The cranes adapt well
to the work. The older machines are put through
their paces and manage to keep up with their
younger, more modern colleagues.”
The 18000 is fitted with the MAX-ER capacity-
enhancing attachment that increases its
capacity to 750 tonnes. The smallest crawler
is a 5500, which offers a 55 tonne capacity.
Sonamet regularly uses the cranes in tandem
or in combinations of up to four to carry out the
largest lifts.
Y
üklenici firma Sonamet,
Angola’nın kıyı kentti
Lobito’da, günün yirmi
dört saati çalışan, 13 Manitowoc
paletli vincinden oluşan bir filoya
sahip. Vinçlerin en eskisi olan 4000
WV’nin kimlik levhasında 1967
tarihi okunurken, en yeni makinenin
2011 model 18000 vinci olduğu
görülüyor.
Sonamet, dünya genelinde açık
deniz enerji endüstrisi için deniz
yatağı ve yüzeyinde mühendislik,
inşaat ve hizmet faaliyetleri
yürüten Subsea 7 kuruluşu ile,
Angolalı hidrokarbon şirketi Sonangol arasında
oluşturulmuş bir ortaklık.
Vinçler, petrol platformlarının ve
başka sualtı/açık deniz yapılarının montajı
için, ağırlığı 550 tona varan parçaların
kaldırılmasında kullanılıyor. Tuzlu rüzgârların
paslanmayı artırması ve 80 hektarlık alanın
tamamen kumla kaplı olması nedeniyle,
hayli zorlu bir çalışma ortamı söz konusu.
Manitowoc Vinç Bakım kuruluşu tarafından
eğitilen saha mühendisleri, vinçlerin devamlı
yüksek performans ve uzun ömür sunabilmesi
için düzenli bakım ve kontrol çalışmaları
yürütüyor.
Subsea 7 işletme, saha ve varlık yöneticisi
Alexander Arsie’nin projeye ilişkin görüşleri şu
şekilde: “Çok çeşitli ve çok büyük yapılan inşa
ediyoruz. Dolayısıyla, kısa sürede kurulup farklı
çalışmalara uyum sağlayabilecek makinelere
ihtiyacımız var. Elimizdeki vinçler, işe çok iyi
uyum sağlıyor. Eski modeller, sınırları zorlayarak
yeni vinçlerle yarışmayı başarıyor.”
18000 modeli, takılan MAX-ER kapasite
yükseltme ataşmanının da etkisiyle, 750 tonluk
kaldırma kapasitesi temin ediyor. Projedeki en
küçük vinç olan 5500 ise, 55 tonluk kapasiteye
sahip. Sonamet, büyük yükler için pek çok
zaman sayısı dörde kadar varan vinci bir arada
kullanabiliyor.
Angola’da eski ve yeni birlikte
ICT
ICT
pek çok şey duyuyoruz, ancak projeler bir
türlü hayata geçmiyor.” Aşılması gereken
en önemli engel finansman. Özel sektör
varlık yöneticilerinin elinde 460 milyar $,
yani ihtiyaç duyulan sermayenin neredeyse
beş katı kadar kaynak bulunuyor ve altyapı
programını finanse etmeleri yolunda
hükümetle görüşmeler sürüyor.
Uluslararası planda yaygın kuşkulara
rağmen beş yeni stadyumu ve yeni bir toplu
taşıma sistemini yoktan var eden Dünya
Kupası inşaatlarının büyük başarısı, finansman
sorunu aşıldığında projelerin rahatlıkla gerçeğe
dönüşebileceği fikrini vermekte.
Elektrik şebekelerini işleten Eskom
kuruluşu, ülkenin enerji üretimini ikiye
katlamak üzere, uzun vadeli bir sürecin ilk
aşamalarını yürütüyor. Güney Afrika elektrik
şebekesine 40 MW’lık bir ilavenin yapılması
gerekiyor ve bu kapsamda beş nükleer santral
ile, güneş ve rüzgâr santralleri gibi sayısız
yenilenebilir enerji projesinin yürütülmesi
planlanıyor. Halihazırda, dünyanın en
büyük kuru soğutmalı kömür santrali olan
Medupi’nin tamamlanması için de mücadele
verilmekte. Proje, planlanan takvimin iki yıl
gerisine sarkmış durumda.
Projenin ağır aksak ilerlemesi ve bir diğer
kömür santralinin daha inşa edilmesi nedeniyle,
Eskom’un nükleer santral hedefleri hakkında
kuşkulu bir bekleyiş hakim. Ancak, ülkenin
enerji ihtiyacı büyür ve çevresel kaygılar kömür
santrallerini daha da tartışmalı hale getirirken,
nükleer tesisler en iyi seçenek gibi görünüyor.
Güney Afrika dışında durum
Bu arada, Güney Afrikalı şirketler yüzünü kuzeye
de çevirmiş durumda. Kıta, dünyanın altıncı en
hızlı büyüyen ekonomisine ev sahipliği yapıyor ve
altyapı harcamaları büyük bir hızla artıyor.
Johannesburg merkezli danışmanlık şirketi
Deloitte Consulting’in strateji uygulamaları
lideri Michael Vincent açıklıyor: “Güney Afrikalı
firmalar kıta genelinde bürolar açıyor. Bu şekilde
riski dağıtıyor ve Afrika’nın geri kalanında
büyüme fırsatları arıyorlar. Kuzeyimizdeki
pekçok ülke, OECD ülkelerinin çok üzerinde
bir ekonomi performansı sergilemekte.”
Afrika, genel olarak iş yapması hayli güç
bir bölge olsa da, Güney Afrikalı şirketler,
kendi ülkelerinde kârlılıklarını baskılayan
çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya. Sendikal
mücadeleler ve enflasyonun üzerine çıkan ücret
artışları, üretkenlikteki düşüşle de birleşince,
ortaya olumsuz bir tablo çıkıyor. Son sözleri
Vincent’tan dinliyoruz: “Firmalar, timsahın
çeneleri arasında: yüksek ücretler ve düşük
üretkenlik. Afrika’nın geri kalanında bu tablo
geçerli değil.”